Zihin Kuramı Nedir?

Zihin Kuramı:

Zihin kuramı diğer insanların belirli bir durum karşısında neye inandıklarına ilişkin çıkarsama da bulunabilme becerisi olarak özetlenebilir. Zihin kuramı inanç, istek, niyet, hayal ve duygu gibi zihinsel durumlardan çıkarsama yaparak eylemde bulunmak şeklinde de tanımlanmaktadır.

Başka bir anlatımda zihin kuramı, kişinin kendisinin ve diğer insanların niyetleri, inançları, istekleri ve duygularını içeren, akli durumları saptama ve içsel deneyimlerin dışsal davranışlarla nasıl bir ilgisi olduğunu anlama yeteneğidir.(Wellman ve diğ. ,2001)

Zihinsel durumlar birbiriyle ilişkilidir ve birbirlerine etki etmektedir. Örneğin istekler inanışları, duyguları, algıları etkilemektedir.(Astingon,2003)

‘Zihin Kuramı’ terimini ilk kez 1978 yılında Premack ve Woodruff tarafından şempanzelerin aynı türden olan diğer canlıların zihinsel durumlarını anlayabilme yeteneklerinden bahsettikleri bir makalede kullanmıştır.

Daha sonraları, evrimsel bakış açısından ‘kişinin kendisinin ve diğerlerinin düşünceleri teorisinin evrim sürecinde artan karmaşık sosyal çevreye karşı uyumsal bir tepki olduğu tartışılmıştır. Günümüzde ise zihin kuramı çok daha geniş bir çerçeveyle ele alınarak insanların kanı, arzu niyet ve duyguları olan zihinsel varlıklar olarak kavrama ve insanların davranış ve etkileşimlerini bu zihinsel durumlara göre açıklayıp yorumlayabilme becerisi olarak tanımlanmaktadır.

Bu beceri sayesinde diğer kişilerin kendisininkinden farklı bir zihne sahip olduğunu fark edebilmek, karşımızdakinin neyi ne kadar bildiğini,bu durumda neler düşünebileceğini ve olası hareketlerinin neler olabileceğini tahmin edebilmek,imaları ve şakaları anlayabilmek,duyguları,jest ve mimikleri yorumlayabilmek mümkün olmaktadır.

Zihin Kuramının Yaşa Göre Gelişimi:

Zihin kuramı gelişimi bebeklikten itibaren başlamaktadır. Yaşla birlikte gelişmekte ve sosyal çevreden de etkilenmektedir. Sosyal açıdan zengin bir çevrede yaşayan çocukların zihin kuramı gelişiminin, diğer çocuklara kıyasla daha gelişmiş olduğu bazı çalışmalarda ortaya konmuştur.

3-4 Aylık Dönem; Annesinin yüzünü diğerlerinin yüzünden ayırt edebilir ve yüz ifadelerindeki farklılıkları görür.

8-12 Aylık Dönem; Bu dönemde çocuklar yüzleri fark eder ve taklit ederler böylelikle gülümseme dil çıkarma gibi ifadeleri kullanmaya başlarlar.

9-14 Aylık Dönem; İnsanın nereye baktığına karşı oldukça duyarlı olurlar ve ortak dikkat kurmaya başlarlar.Gördüğü bir nesneyi başkasına gösterir,sosyal etkileşim içine girer.

9-18 Aylık Dönem; Sembolik oyunlar üretmeye başlar. Muzu telefon gibi kullanma,-mış gibi yapma durumuyla kısa süreli de olsa oyun sürdürebilir. Konuşmaya başladıysa hileyle gerçeği ayırt etmeye başlar. 14. ayda empati sistemini anlamlandırmaya ve kandırmacayı anlamaya başlarlar.

18-30 Aylık Dönem; Sevmek,bilmek gibi akli durum sözcüklerini kullanmaya başlarlar. Net olarak olmasa da diğerlerinin duygularını anlar ve kendi davranış ve duygularında değişiklik gösterir. 18-24 ay birinci düzey perspektif alma / görsel bakış açısı almayı öğrenirler. Bu bireylerin kendi açılarından baktıklarında ne gördüklerini anlama becerisidir. Diğer bir kişinin neyi görebileceğine ilişkin çıkarsama da bulunabilir.

2 Yaş; ‘Görme bilmeye neden olur.’ prensibini anlamaya başlar bu beceri 3 yaşında tamamlanır. Bu yaşta çocuklar hangi kişinin kabın içinde ne olduğunu bileceğini bilmektedir. Bu beceri erken yaşta bile çocukların bilgiyi edinmek için bilgiye giden yolun öneminin farkında olduklarını göstermektedir.

3 Yaş; Bilişsel terimleri kullanmaya başlarlar. Bilmek kelimesinin düşünmek ya da zannetmek kelimesinden daha kesin bir yargı olduğunun ayrımını yaparlar. 3 yaşla birlikte durumların duyguları nasıl etkileyebileceğini öngörebilmeye başlarlar. Ayrıca 2. düzeyden perspektif alma yani nesnelerin diğer kişiye nasıl göründüğü hakkında çıkarsama yapabilme gelişir. Bilerek ya da bilmeyerek kazara yapılan şeylerin ayrımını yapmaya başlar. Düşünce ile gerçekten yapılan arasındaki farkı ayırabilme bu yaşta başlar. Fiziksel ve zihinsel durumların farklı olduğunu anlama gelişir. 

4-6 Yaş; Zihin kuramı gelişiminin en hızlı olduğu zaman olarak bilinir. 4 yaşla birlikte bir kimsenin nasıl hissedeceğini ön görürken isteklerini ve inançlarını göz önünde bulundurabilme becerisi gelişir. Benzer durumlara farklı duyguların gelişebileceğini anlama ve sürpriz gibi bilişsel duyguları anlama da bu yaşta gelişir. 5-6 yaşlarında çocuklar insanların inanç üzerine inançları olabileceğini öğrenirler. Bakışlardan niyetle ilgili ipuçlarını anlama,birbirine uymayan sözler ve davranışları ayırt etmeyi öğrenirler.

6-7 Yaş; Bir kişinin başka bir kişi hakkında düşünceleri olduğunu ve birden fazla duruma ilişkin çıkarımda bulunmayı kazanmaya başlarlar. 7 yaşında diğerlerini suçlamamak için neyi söylememesi gerektiğini anlama  gelişir. 

8-9 Yaş; Yalanlar blöfler daha anlaşılır hale gelir. Yüz ifadelerinden duygu tahmininde bulunabilirler.

11 Yaş; Akli durum daha karmaşık bir hal alır. İkna etme, kişilerin açık etmediklerini duygularını sezinleme gibi karmaşık beceriler kazanırlar.

İleriki yaşlarda ise alay etme, iğneleyici sözler, dalga geçme ve aşağılama amaçlı durum ve davranışların farkına varma ve bunları kendi lehinde kullanma başlar.

Zihin Kuramı Kimlerle Çalışılmalıdır?

Yukarıda yaş dönemlerine ait becerileri kazanmamış çocukların yanı sıra özel gereksinimli çocuklarla da zihin kuramı çalışmaları yürütülebilir. Burada ortak dikkat, sözel kendini ifade etme gibi ön koşullar sağlanmış olmalıdır. Sosyal beceri sorunları yaşayan akranlarıyla iletişimde zorlanan empati yapamayan ve mecazları anlamayan çocuklarda zihin kuramı becerileri çalışılmalıdır.

Zihinsel yetersizliği olan çocuklar hangi ortamlarda nasıl davranacaklarına karar vermekte güçlük çekerler bu noktada zihin kuramı çalışmaları öğretici olacaktır.

Otizmli çocuklarda ise ilişki geliştirmede isteksizlik, sosyal ifadeleri anlayamama, ilgi ve başarıyı paylaşmada yetersiz kalma gibi tanısal özellikler vardır. 

Özel öğrenme güçlüğü yaşayan çocukların başkalarının ve kendisinin niyet, inanç, istek, duygu bilgi ve davranışlarını anlayabilme olarak tanımlanan zihin kuramı becerilerini tipik gelişim gösterenlere göre daha yetersiz öğrendikleri bilinmektedir.

DEHB’li çocuklarla yapılan çalışmalarda da tipik gelişim gösteren çocuklara kıyasla empati, duyguları tanıma gibi basamaklarda daha yetersiz oldukları görülmüştür. 

Güven Psikoterapi Ekibi

Yazıyı Paylaşın:

Uzm. Dr. Gökçen Güven

Uzm. Dr. Gökçen Güven

Türkiye’de ilk ISST Onaylı Çocuk ve Ergen Şema Terapistlerinden biri olan Dr. Güven, alanında bir çok sertifikaya sahiptir.Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği, Türk Tabipler Birliği, EMDR Derneği ve International Society of Schema Therapy (ISST), Uluslararası Şema Terapi Derneği üyeliğine devam etmektedir.

cropped-GG.png

Kategoriler

cropped-GG.png

İlginizi Çekebilir

Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir